CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“AK Parti ile MHP oturdular çalıştılar. Önderler görüştü, bir daha görüştüler, bir daha görüştüler… İki yıldır konuşulan, 18 aydır üzerinde fiilen çalışılan Seçim Kanunu’nu geçtiğimiz hafta Meclis’e sundular. Komite çarşamba günü çalışmaya başladı. 18 ayda üzerinde mutabık kaldıkları metni, 18 saat komitesi aralıksız çalıştırarak, sabah 8’de komiteden geçirdiler. Nasıl geçirdiler? Üzerinde 8 tane değişiklik yaparak. Bu 8 değişikliğin hiçbirisi muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak değil; AKP ve MHP’nin, 18 aydır hazırladıkları metnin üzerinde 8 farklı unsurda değişiklik yaptılar. Muhalefetin bir noktayı virgül yapmasına müsaade vermediler. Bu türlü bir inatla, bu türlü bir makûs niyet ve bu türlü bir beceriksizle karşı karşıyayız. 18 ay üzerinde çalışıp mutabakata varacağım, son gece üzerinde 8 değişiklik yapacağım. Kritik bir değişiklik var mı? Hayır. Kendi dediklerini kendileri değiştirdiler. Muhalefetin tenkitlerinin hiçbirini dinlemediler. Bu bizim açımızdan sorunlu bir durum değil. Biliriz ki kim iktidarının son devrinde seçim kanunları ile büyük telaş içinde oynuyorsa, orada yolcudur Abbas bağlasan durmaz. Giden iktidarlar daima yapmış bunu. Yapıp da yarar görebilen yok. Millet gönlünden sildi mi senin defterin orada dürüyor sandıkta.
‘Kendi beceriksizleri ile bu hale getirdiler’
Türkiye’nin besin enflasyonu açısından en dehşetli devri yaşanıyorsa; 1970’lerden atfen CHP’yi karalamak için Kıbrıs Barış Harekatı’nın devamındaki ambargodaki kuyrukları ‘CHP demek kuyruk demek’ diyenler, 20 yıl sonunda, Türkiye’de ambargo yokken yalnızca idare beceriksizliği ile kendi yeteneksizlikleri, yanlışları ile bu hale getirdiler ise siz, milletin gönlünden düştünüz demektir. Anketlerde buralara niyet, panik halinde seçim kanunu ile oynuyorlar. Bu, AK partinin gidişinin tescilidir. Büyük bir memnuniyetle vatandaş ismine, lakin kendi hallerine de acıyarak takip ediyoruz. Kimsenin şöyle bir tasası olmasın. Seçim kanununu değiştirdiler, AK Parti kazanacak. Bu vakitten sonra, bu hastaya tabip, ‘ne yerse yesin’ demiş. Millet, o denli bir reaksiyon, kızgınlık ve kendi kaygılarına bu kadar duyarsız olanlara karşı küskünlük içinde ki onları kurtaracak bir seçim kanununu değil Feti Yıldız, Einstein yazsa o denli bir matematik formülü yok artık.
‘Kendi kazdıkları kuyuya düşecekler’
Geçen seçim ‘artık ittifak siyaseti var, artık oylar birleşir ittifak onu kazanır, ortamızda bölüşürüz.’ Ayıptır söylemesi daha güçlü ve kalabalık ittifakı yönetebildiğimiz için ‘artık oylar’ bizim işimize yaşadı. AK Parti ve MHP kazdığı çukura düşmüştü, artık onu geri alıyorlar. Neden? ‘Birinci parti olarak ziyan gördük, artık o oyları tekrar alalım’ lakin bir sene sonra birinci parti oyları alacak; yeniden kazdığınız kuyuya düşeceksiniz. Kenan Evren’in barajını ‘kaldıracağım’ diyen Erdoğan, küçük ortağının uzunluğuna nazaran ayarlamışlardır.
‘Parmak boyası geri gelsin’
Seçim güvenliği ile ilgili yapılan bütün teklifleri reddettiler. Yalnızca tarih önünde kayda geçirmek için birçok teklifte bulunduk. Örneğin parmak boyası. Olsun parmak boyası. CHP’nin önerisi değil, milletin talebi var, Ocak 2022, 3 bin bireye sormuşlar, yüzde 75’i parmak boyası geri gelsin, diyor. ‘Aman gelmesin.’ Niçin? Neden çekiniyorsunuz? Muhtarlık seçimlerinde muhtarların talebi birleşik oy pusulası basılsın. Yurt dışı seçim etrafı oluşsun, gurbetçi vatandaşlar kendi vekilini seçebilsinler. Hayır olmaz. Hazine yardımı, bize ‘altı benzemez’ diyorlar, üçlü ittifakın birlikte fotoğraflarını gören varsa biz de görelim. Yok. O en küçük ortak, hazineden yardım alamıyor. Ziyarete gittiğimizde ‘doğru’ demişti. Önerdik, kabul etmediler. Bütün siyasi partilerin hazineden desteklenmesini savunuyoruz. ‘Mühürsüz oy pusulası geçersiz olsun’ dedi. Bunu da kabul etmediler. Bütün partilere yazıyorlar, yıllardır uğraşıyorlar. Engelliler oylarını kendileri kullanabilsinler. Son derece kolay teklifleri var. Engelliler, bir diğerinin yardımı olmadan, kendi içinin rahat edeceği biçimde oyunu kullanabilsin. Bize gelen teklifleri sunduk, reddettiler. Bütün vatandaşlarımızın bilmesini isteriz.
‘Buna tenezzül ediyorlar’
Değiştirdikleri seçim kanununda ‘başbakan’ yazıyor. Diyor ki ‘başbakan, yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile seyahatlere makam arabaları, uçakları ile gitmemesi lazım, bunların propagandalarına devlet memurlarının katılmaması lazım, protokol icabı olan karşılamaların yapılamaması lazım, uğurlama merasimlerinin olmaması lazım ve resmi ziyafetler verilemez’ diyor, başbakanda. Mevzuattaki başbakan sözlerini cumhurbaşkanı olarak değiştirdiler. Artık Cumhurbaşkanı yazmıyorlar. Onu siliyorlar. Neden? Bir partinin genel lideri olarak seçime gidecek, ‘ben uçak filosu kullanacağım, beni valiler karşılasın, devlet memurları katılsın bildiri atalım, Cumhurbaşkanımız geliyor bütün öğretmenler toplansın.’ Buna tenezzül ediyorlar. Burada açıklık bırakıyorlar… Vilayet liderlerine eski milletvekillerine sarayda ziyafet verdi. Bütün kanunlarda Başbakan yerine Cumhurbaşkanı yazdılar. Cumhurbaşkanı olunca kendi lehine kullanmak istiyor. Ülkeyi yönetenler de maalesef bu türlü beşerler.
‘Boğaziçi’ni bu hale getirmenin izahı yok’
Sanayi ve Ticaret Bakanı Varank, beyin göçünde 105 araştırmacının Türkiye’ye geldiğini söylemiş. 100 binler kaybediyoruz. Hepsinin geri gelmesini dilek ederiz. Ancak o denli bir atmosfer yok. Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılanlar, öğrencilerine yapılanlar ortada. İkinci kayyımla devam ediyor. Sadece üniversiteyi yönetebilmek için kısımlar açıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde 650 kişi yerlerde oturuyor. Dönmüş araştırma merkezlerinin odalarını ele geçirmeye çalışıyor. Hocaların ve orada çalışan görevlilerin özel eşyaları dahil odalardan gece yarısı bu türlü taşınmış ve depolara kaldırılmış. Boğaziçi Üniversitesi’ne bunu yapmanın ve Türkiye’nin en marka bedeli yüksek üniversitesini bu hale getirmenin izah edilebilir tarafı yok. Bir kere daha yazıklar olsun. Atayandan üniversitenin başına bela olan kayyım rektöre kadar yazıklar olsun.
‘Kendi bilmediği şeyi millete dayatan Erdoğan’dan öbür sorun yok’
Mehmet Muş, ‘iki sefer iki dört’ diyor fakat yanlışsız değil. ‘Her şey stabil olsa enflasyon da bu kadar yükselmemiş olacak’ diyor. Günaydın Sayın Muş. Bir de bunun için kur istikrarı lazım. Daha kolayını söyleyeyim. Siz iktidarda olmasanız enflasyon olmaz. Damadına bu ekonomiyi devretmiş ve berbat etmiş olmasa enflasyon olmaz. Sayın Nebati her gün bu türlü saçmalıyor olmasa enflasyon olmaz. Merkez Bankası’nı gerçek bildiklerini yapmaya bıraksanız. Bu noktada Ticaret Bakan’ı Muş’a söyleyelim. Yanlışsız bir cümle kurmuşsunuz. Öteki yandan yapısal sorun var, yapısal sorun sizsiniz. Kendi bilmediği şeyi millete dayatan Recep Tayyip Erdoğan’dan öbür sorun yok.
‘Uyanın da balığa gidelim’
Ticaret Bakanlığı, şeker fabrikalarına inceleme başlatmış. Hangi şeker fabrikaları? Genel Lider Yardımcımız Veli Ağbaba 25 milletvekiliyle bütün şeker fabrikaları özelleştirilirken personelleriyle 8-10 parti gidip de ‘yapmayın’ dedi ya, ‘şeker fabrikalarını özelleştirmeyin’ dedik ya. Ne yapmış Mehmet Muş? İnceleme başlatmışlar. Adil rekabeti bozuyorlarmış, fiyatlarda dalgalanma oluyor. Uyanın da balığa gidelim. Boşuna mı söylüyoruz. Yapmayın şu işleri, diye”
“Ak Parti’nin gireceği çukuru kazmışlardır”
Seçim mevzuatındaki değişikliği yargıya taşıyıp taşımayacakları ve parmak boyası başta olmak üzere seçim güvenliği için hangi adımları atacakları tarafındaki soruya Özel, şu cevabı verdi:
